Bergamanın Hikayesi
1 sayfadaki 1 sayfası
Bergamanın Hikayesi
Bergama' bulunduğu yer vaktiyle dümdüz, ıssız bir
ovaymış ve bu ovada ancak üç beş ev konaklıyormuş. Bu evlerin birinde,
birbirlerini çok seven yaşlı bir karı-koca yaşarmış. Gövdelerini ağırlaştıran,
yüzlerini kırış kırış eden yaşlılık, gönüllerinin tazeliğini almamış, sevgilerinin
ateşini söndürmemiş. Yoksul evceğizlerinde mutluluk, solmayan bir çiçek gibi
açar ve günlük ekmeklerini çıkarırlar, başlarına buyruk yaşarlarmış. Günün birinde
ovaya aksakallı, ışık yüzlü bir yolcu gelmiş. Hangi evin kapısını çaldıysa
karşısında asık yüzlü, sevimsiz insanlar bulmuş. Değil bir dilim ekmek, bir tas
su bile ikram etmemişler. Yaşlı karı-kocaya gelince, kapılarını hoşnutlukla bu
Tanrı misafirine açmışlar, önüne sıcak çorba, ekmek ve buz gibi yayla suyu
koymuşlar. Aynı gece her ikisi de uyurken kutsal bir ses onlara: “ Siz benim
sevgili kuluma kapımı açtınız, dostluk gösterdiniz, ekmek ve aş sundunuz,
dileyin benden ne dilerseniz “ demiş. Sabah uyandıklarında yaşlı yolcunun sırra
kadem bastığını görmüşler. Sonra birbirlerine gece duydukları sesi anlatmışlar.
Ağız birliği etmişçesine her ikisi d e “ Be dileyebiliriz ki, Tanrı birbirimize
ölüm acısını göstermesin, birlikte yaşadık, birlikte can verelim “ demişler.
Yıllar geçmiş. Bir gün küçük evlerinin
önünde güneşlenip, sevgi dolu gözlerle bakışırken, birbirlerinin kollarından
taze dallar, yeşil yapraklar fışkırdığını görmüşler. İkisinin de ayakları
toprağa gömülmüş, gövdelerini kabuklar sarmış. Kollarını birbirlerine dolayıp
son bir öpüşle vedalaşmışlar. Ağaç kabuğu en son dudaklarını da kaplamış. Geçen
bir yolcu bir dalın öbür dala seslendiğini duymuş. Oradan uzaklaşınca gördüğü
bu olayı ve ağacın konuştuğunu, rastladığı herkese anlatmış ve giderek ağaç,
ziyaret yeri halini almış. İnsanlar kutsal ağacın çevresinde yeni evler
yapmışlar. Bergama denilen şehir işte böyle kurulmuş.
Pers, Makedonya, Roma, Bizans
egemenlikleri altında kalan Bergama XIV’ üncü yüzyıl başlarında Türklerin eline
geçti.
ovaymış ve bu ovada ancak üç beş ev konaklıyormuş. Bu evlerin birinde,
birbirlerini çok seven yaşlı bir karı-koca yaşarmış. Gövdelerini ağırlaştıran,
yüzlerini kırış kırış eden yaşlılık, gönüllerinin tazeliğini almamış, sevgilerinin
ateşini söndürmemiş. Yoksul evceğizlerinde mutluluk, solmayan bir çiçek gibi
açar ve günlük ekmeklerini çıkarırlar, başlarına buyruk yaşarlarmış. Günün birinde
ovaya aksakallı, ışık yüzlü bir yolcu gelmiş. Hangi evin kapısını çaldıysa
karşısında asık yüzlü, sevimsiz insanlar bulmuş. Değil bir dilim ekmek, bir tas
su bile ikram etmemişler. Yaşlı karı-kocaya gelince, kapılarını hoşnutlukla bu
Tanrı misafirine açmışlar, önüne sıcak çorba, ekmek ve buz gibi yayla suyu
koymuşlar. Aynı gece her ikisi de uyurken kutsal bir ses onlara: “ Siz benim
sevgili kuluma kapımı açtınız, dostluk gösterdiniz, ekmek ve aş sundunuz,
dileyin benden ne dilerseniz “ demiş. Sabah uyandıklarında yaşlı yolcunun sırra
kadem bastığını görmüşler. Sonra birbirlerine gece duydukları sesi anlatmışlar.
Ağız birliği etmişçesine her ikisi d e “ Be dileyebiliriz ki, Tanrı birbirimize
ölüm acısını göstermesin, birlikte yaşadık, birlikte can verelim “ demişler.
Yıllar geçmiş. Bir gün küçük evlerinin
önünde güneşlenip, sevgi dolu gözlerle bakışırken, birbirlerinin kollarından
taze dallar, yeşil yapraklar fışkırdığını görmüşler. İkisinin de ayakları
toprağa gömülmüş, gövdelerini kabuklar sarmış. Kollarını birbirlerine dolayıp
son bir öpüşle vedalaşmışlar. Ağaç kabuğu en son dudaklarını da kaplamış. Geçen
bir yolcu bir dalın öbür dala seslendiğini duymuş. Oradan uzaklaşınca gördüğü
bu olayı ve ağacın konuştuğunu, rastladığı herkese anlatmış ve giderek ağaç,
ziyaret yeri halini almış. İnsanlar kutsal ağacın çevresinde yeni evler
yapmışlar. Bergama denilen şehir işte böyle kurulmuş.
Pers, Makedonya, Roma, Bizans
egemenlikleri altında kalan Bergama XIV’ üncü yüzyıl başlarında Türklerin eline
geçti.
Similar topics
» Bir Aşk Hikayesi
» BİR AYRILIŞIN HİKAYESİ
» Denizcinin Hikayesi
» Karadut'un HikaYEsi
» SevgiLiLer Gününün HikayeSi
» BİR AYRILIŞIN HİKAYESİ
» Denizcinin Hikayesi
» Karadut'un HikaYEsi
» SevgiLiLer Gününün HikayeSi
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz