MATROCK Forum
İÇERİĞİMİZİ SADECE ÜYELERİMİZ KULLANABİLİR
Merhaba MatRoCk FoRuM'un tüm Hizmetlerinden Faydalanabilmek Ve Paylaşımlarda Bulunmak İçin Lütfen Kaydolun
Ayrıca ForumSAyfamızda Degişikliklere Gidiyoruz! ! ! İçerigimizi Dahada Genelleştiriyoruz İşimiz Zorlaşacagından Modaratorler Alınacaktır Forum Sayfamıza Bilginize

Join the forum, it's quick and easy

MATROCK Forum
İÇERİĞİMİZİ SADECE ÜYELERİMİZ KULLANABİLİR
Merhaba MatRoCk FoRuM'un tüm Hizmetlerinden Faydalanabilmek Ve Paylaşımlarda Bulunmak İçin Lütfen Kaydolun
Ayrıca ForumSAyfamızda Degişikliklere Gidiyoruz! ! ! İçerigimizi Dahada Genelleştiriyoruz İşimiz Zorlaşacagından Modaratorler Alınacaktır Forum Sayfamıza Bilginize
MATROCK Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test )

Aşağa gitmek

Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Empty Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test )

Mesaj tarafından Yönetici Ptsi Mart 02 2009, 00:29

YAZI TÜRLERİ

Bir yazının biçimsel ve içerikle ilgili özellikle­rine göre, girdiği
bölüme o yazının türü diyoruz. Yazı türleri kalıplaşmış, demirbaş
biçimler değil­dir. Kimi türler birbirine iyice yaklaşır, birçok
ben­zerlik gösterir; kimileri de ötekilerden kalın çizgi­lerle ayrılır.

Yazı türlerini üç ana grupta inceleyebiliriz:

I. YAZINSAL (EDEBİYATLA İLGİLİ) TÜRLER


1. ÖYKÜ (HİKÂYE)

Gerçek veya gerçeğe uygun biçimde tasar­lanmış bir olayı, zaman ve
mekâna bağlı olarak anlatan kısa yazılara öykü denir. Bu anlamda, öy­kü
serim, düğüm, çözüm bölümlerinden oluşur. Öykü, genelde bir olaya
dayanır. Romanlarda olaylar oldukça geniş bir zaman dilimine
yayıl­masına rağmen, öykülerde zaman daha kısadır. Öyküdeki olaylar,
belli bir mekanda geçer; birinci şahıs ya da üçüncü tekil şahıs
ağzından anlatılır.

Dünya edebiyatında iki ayrı tarzda öykü an­layışı vardır:

a) Olay Öyküsü:

Bu tarz öykülerde anlatılan olaylar kişi, za­man ve mekan unsurlarına
bağlı olarak verilir. Merak unsuru ön plandadır. Giriş bölümünden sonra
olay veya olaylar gelişmeye başlar, merak unsuru yoğunluğunu artırır,
düğüm ya da düğüm­ler atılır. Sonuç bölümünde ise düğümler çözülür,
merak giderilir ve oiay bir sonuca bağlanır. Bu teknik, Fransız
edebiyatının önde gelen isimlerin­den Guy de Maupassant (Guy dö
Mopasan) tara­fından geliştirildiği için bu çeşit öykülere "Ma­upassant
tarzı öykü" de denir. Edebiyatımızda Ömer Seyfettin bu tarza uygun
öyküler yazmıştır.

b) Durum (Kesit) Öyküsü :

Durum (kesit) öyküsünde anlatılanlar bir so­nuca bağlanmayabilir ve
böylece okuyucu üzerin­de farklı çağrışım ve izlenimler yaratılır.
Kişiler, yer

ve zaman gibi unsurlar genellikle sezdirme yoluy­la okuyucuya
anlatılır. Öyküde esaslı bir olay yok­tur. Bu tarz öykülere, ünlü Rus
hikayecisi Anton Çehov tarafından yaygınlaştırıldığı İçin "Çehov tarzı
öykü" de denir. Edebiyatımızda Sait Faik Abasıyanık ve Memduh Şevket
Esendal bu tarz­da öyküler yazmıştır.


Türk edebiyatında öykü:

Türk edebiyatında Batılı anlamdaki ilk öykü­ler Tanzimat döneminde
yazıldı. İlk öykü yazarları, Ahmed Midhat, Emin Nihat, Samipaşazade
Sezai ve Nabizade Nazım'dır. Türk öykücülüğünü yet­kinliğe kavuşturan
yazar ise Halit Ziya Uşaklıgil oldu. Edebiyat-ı Cedide döneminde öykü
türünde yalın diliyle dikkat çeken Uşaklıgil, titiz gözlemcill-ğiyle
gerçekçi öykü geleneğini başlatan yazardır. Bu dönemin diğer yazarları
Hüseyin Rahmi Gür­pınar, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit Yalçın ve Ah­met
Hikmet Müftüoğlu idi.

Meşrutiyet'in ilanından sonra gelişen yeni edebiyat akımıyla birlikte
öyküde toplumsal ve si­yasi sorunlar işlenmeye başlandı. Türkçede
ya­bancı sözcüklerin temizlenmesi, yazında konuş­ma dilinin hakim
olması, taşra yaşamının gerçekçi bir üslupla edebiyata taşınması gibi
özelliklerle bilinen bu dönemde Ömer Seyfettin, Türk öykü­cülüğünde
yeni bir çığır açtı. Onu Halide Edip Adıvar, Reşat Nuri Güntekin, Refik
Halit Karay iz­ledi. Sabahattin Ali, Kenan Hulusi Koray, Mem­duh Şevket
Esendal Cumhuriyet dönemi öykücü­lüğünü hazırlayan isimlerdir.

Cumhuriyet dönemi, 1930'lar sonrasını kap­sar. Bu dönemde alışılmışın
dışında bir öykü dün­yası kuran Sait Faik Abasıyanık, Halikarnas
Balık­çısı (Cevat Şakir Kabaağaç), diyalogların usta ya­zarı Orhan
Kemal, Samet Ağaoğlu,Tarık Buğra, Haldun Taner, Kemal Tahir ve Ahmet
Hamdi Tan-pınar öykü yazarları olarak ön plana çıktı. Günü­müzde Türk
öykücülüğü geniş bir konu ve üslup zenginliğiyle sürmektedir.
Yönetici
Yönetici
Administrator

Administrator

Erkek
Mesaj Sayısı : 657
Doğum tarihi : 18/05/92
Yaş : 31
Nerden : İzmir
Takım : Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Fenerb11
Memnunmusunuz ? :
Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Right_bar_bleue

Ruh Hali : Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Sinirl10
Reputation : 8
Kayıt tarihi : 13/01/09

http://www.matrock1.tr.gg

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Empty Geri: Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test )

Mesaj tarafından Yönetici Ptsi Mart 02 2009, 00:31

2. ROMAN

Olmuş ya da olabilecek birtakım olayların gerçeğe uygun bir biçimde,
zaman, mekân ve kişi unsurlarına bağlı olarak anlatıldığı yapıtlara
roman denir.

Roman, bizim edebiyatımıza Batı edebiya­tından girmiştir. İlk olarak
Fransız yazarı Fene-lon'un "Telemak" adlı eseri Yusuf Kamil Paşa
ta­rafından Türkçeye çevrilmiştir. Şemsettin Sa­mi'nin "Taaşşuk-u Talât
ve Fıtnaf'ı İlk yerli roma-nımızdır. Türk romanı asıl Tanzimat
döneminde gelişti. Recaizade Mahmud Ekrem'in "Araba Sev­dası" yeni
teknikler kullanılan Batılı anlamda türü­ne en yakın ilk Türk romanıdır.

Servet-i Fünun edebiyatı döneminde ilk usta romanlar ve romancılar
kendilerini gösterdi. "Sa­nat sanat içindir" tezini savunan bu yazarlar
aşk ve acıma gibi konuları İşledi. Halit Ziya Uşaklıgll bu dönemin en
önemli romancısı sayılır. Uşaklı-gil'in "Aşk-ı Memnu" (1925) adlı
romanı günü­müzde de en başarılı Türk romanlarından biri ola­rak kabul
edilir.

1910'dan sonra milli duyguların ağır basma­sıyla birlikte "Genç
Kalemler" dergisi çevresinde Türkçülük akımı gelişti. Milli romanların
yazılması bu dönemde başladı. Halide Edip Adıvar'ın "Vu­run Kahpeye",
Reşat Nuri Güntekin'ln "Çalıkuşu" romanları bu dönemin örneklerindendir.

Cumhuriyet döneminde çağdaş Türk romanı ortaya çıktı. Toplumsal ve sosyal gelişmeleri konu alan romanlar yazıldı.

Romanlar; konu, üslup, yazıldığı dönem ba­kımından çeşitli türlere ayrılabilir.


*Üslup Bakımından Romanlar:

Romantik Roman:

Kişilerin duygularını, arzularını, düşüncelerini yalnızca kendilerine
ait, içten gelen doğal ve ger­çek olgular gibi görür. Örneğin Sir
Walter Scott'un tarihsel romanları ve Goethe'nin "Genç Werther'in
Acıları" romanı gibi.

Gerçekçi Roman:

Romantik romandan ayrı olarak kuru ve kuş­kucu bir anlatım ve düşünce
yapısı taşır. Balzac ve Stendhal'in romanları bu üsluptadır.

Doğalcı Roman:

Üslup bakımından gerçekçi romana benzer. Olanın olduğu gibi yazılmasını
öngörür. Emile Zo­la ve Guy de Maupassant romanları doğalcı
ro­manlardır.

Estetik Roman:

Belli biçim ve anlatım kaygıları ile yazılmış romanlardır. Gustave Flaubert, estetik romanın en önemli yazarıdır.


İzlenimci Roman:

Diğer üsluplardan ayrı olarak eşyanın ve dış olayların kendi nesnel
gerçeklikleriyle insanların bunları algılama biçimleri arasındaki
farkları orta­ya çıkarmaya yönelir. Yani dış gerçeklerden çok, duyu ve
duygulara, iç yaşantının betimlenmesine öncelik verir.

Dışavurumcu Roman:

20. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Dışavurumcu­luk toplumsal kimliklerin
reddedilmesi ve insan yaşamını belirleyen toplum karşıtı ya da uygarlık
karşıtı güçlerin öne çıkarılmasıyla belirlenir. Dos-toyevski, Franz
Kafka, Samuel Beckett ve Bertold Brecht'in romanları bu türün
örneklerindendir.

*Konu Bakımından Romanlar:

Konusu bakımından romanları aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz:

Tarihsel Roman:

Uzak bir geçmişte yaşanan olayları konu alır. Ama tarihten daha
derinlerde yatan insanla ilgili daha evrensel bir gerçeği araştırmak
amacıyla da yazılmış olabilirler. Tarihi romanların örnekleri ara­sında
Walter Scott'un romanlarını, Tolstoy'un "Savaş ve Barış"ını,
Stendhal'in "Parma Manastı­rı"™️ sayabiliriz.

Duygusal Roman:

İnsanın duygusal yaşamını yüksek ve özenli bir üslupla betimleyen
romanlardır. Bazen bu tür­de yazarın kendi duygularıyla, okurun
duygularını sömürmesi ön plana çıkar. Fransız edebiyatında Madame de La
Fayette'in "Prenses de Cleves" adlı romanı bu türe örnek gösterilebilir.

Gotik Roman:

Gotik roman, İngiliz ve Amerikan romancılığına özgü, 18. yüzyılın
akılcılığına karşı çıkan bir tür­dür. Karanlık, korkutucu,
çılgınlıklarla dolu bir or­tamda geçen kanlı, şeytani, büyülü olayları
konu alır. Gotik romanın günümüzdeki uzantıları, bilim­kurgu ve
fantastik roman olarak gösterilebilir.

Psikolojik Roman:

Kişilerin ruhsal durumlarını ayrıntılarıyla çözümle­meye çalışan romanlardır. Daha serinkanlı ve de

netimli oluşuyla duygusal romandan ayrılır. Abbe Prevost'un "Manon
Lescaut" adlı yapıtıyla Fran­sız edebiyatında açılan psikolojik roman
çığırı, di­ğer ülke romancılarını da etkilemiştir. Bizde Mehmet Rauf'un
"Eylül"ü, Peyami Safa'nın "9. Hariciye Koğuşu" buna örnektir.
Yönetici
Yönetici
Administrator

Administrator

Erkek
Mesaj Sayısı : 657
Doğum tarihi : 18/05/92
Yaş : 31
Nerden : İzmir
Takım : Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Fenerb11
Memnunmusunuz ? :
Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Right_bar_bleue

Ruh Hali : Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Sinirl10
Reputation : 8
Kayıt tarihi : 13/01/09

http://www.matrock1.tr.gg

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Empty Geri: Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test )

Mesaj tarafından Yönetici Ptsi Mart 02 2009, 00:31

3. MASAL VE FABL :

Olağanüstü kahraman ve olaylara yer veren öykülere masal denir. Masal
terimi öncelikle, söz­lü geleneğin ürünleri olan halk öykülerini
kapsar. Ama sözlü gelenekle ilişkisi olmayan edebi yönü ağır basan bazı
yapıtlar da bu türün içinde yer alır. Halk masalları dört temel grupta
toplanır: hayvan masalları, olağanüstü ve gerçekçi masal­lar, güldürücü
masallar, zincirlemeli masallar.

Hayvan masalları genellikle kısa masallardır. La Fontaine masalları bu
türün en güzel örnekleri­dir. Olağanüstü masallarda, olağan varlıkların
ya­nı sıra cin, peri, dev, ejderha gibi olağanüstü var­lıklara da yer
verilir. Gerçekçi masalların başlıca kahramanları ise padişahlar,
vezirler, prens ve prensesler, zenginler, hırsızlar ya da haydutlar
gi­bi gerçek hayattaki kişilerdir. Güldürücü masallar, okuyan ve
dinleyeni eğlendirmeyi amaçlayan ma­sallardır. Zincirleme masallarda
sıkı bir mantık bağıyla birbirine bağlanan, küçük ve önemsiz bir dizi
olay art arda sıralanır.

Masalların, insan ve hayvan davranışların­dan harekete geçerek toplumda
görülen aksak­lıkları yermek ve gerçek İnsanlara bir ahlak, dü­zen
dersi vermek gibi amaç güdenleri de vardır. Manzum olarak yazılan bu
masallara fabl denir.

Bilinen ilk masalların Hintlilere ait olduğu ka­bul edilir. Hint
masalcısı Beydeba'nın "Kelile ve Dimne" adlı yapıtı masalların bilinen
ilk kaynağı­dır. Yunan edebiyatında Aisopos (Ezop) masalla­rıyla
ünlüdür. Batı'da La Fontaine ise fabl türü masalın en ünlüsüdür.
Yönetici
Yönetici
Administrator

Administrator

Erkek
Mesaj Sayısı : 657
Doğum tarihi : 18/05/92
Yaş : 31
Nerden : İzmir
Takım : Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Fenerb11
Memnunmusunuz ? :
Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Right_bar_bleue

Ruh Hali : Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Sinirl10
Reputation : 8
Kayıt tarihi : 13/01/09

http://www.matrock1.tr.gg

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Empty Geri: Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test )

Mesaj tarafından Yönetici Ptsi Mart 02 2009, 00:32

4. TİYATRO

Tiyatro, insan yaşamını söz ve eyleme daya­narak anlatan bir gösterim
sanatıdır. Toplumsal bir sanat olduğu için toplumsal yapı ve yaşamda­ki
değişmeler doğrultusunda tiyatro da gelişmiş, değişmiştir. Edebiyat
tarihçileri, tiyatronun Eski Yunan'da, şarap tanrısı Dionysos adına
düzenle­nen törenlerden doğduğunu belirtmişlerdir.

Başlıca tiyatro türleri şunlardır:

a) Tragedya:

İlk örnekleri MÖ 6. yüzyılda Eski Yunan'da görülür. Klasisizm akımı
içinde Fransa'da yeniden canlılık kazanmış 19. yüzyılın ortalarına
kadar var-

lığını sürdürmüştür. Tragedya (trajedi), kısaca "acıklı olayları ele alıp anlatan oyun" olarak ta­nımlanabilir.


Tragedyanın özelliklerini şöyle belirtebiliriz :

-Eser baştan sona ağırbaşlı, ciddi bir hava içinde geçer.

-Erdeme ve ahlâka büyük değer verilir.

-Konularını mitolojiden ve tarihten alır.

-Kahramanları tanrılar, tanrıçalar, krallar vb. varlıklardır.

-Diyalog ve koro bölümlerinden oluşur.

-Üç birlik kuralına (yer, zaman, olayda birlik) uygun yazılır.

-Vurma, yaralama, öldürme olaylarına sahne­de yer verilmez.

-Şiirle oluşturulan; ağırbaşlı bir üslup kullanı­lır.

■ Sophokles, Racine, Corneille... önemli ya­zarlarıdır.


b) Komedya :

Olayların, durumların ve İnsanların gülünç yönlerini ortaya koyan oyun
türüdür. Güldürerek düşündürmeyi amaçlar. Eski Yunan edebiyatında
Aristophanes'in "Eşek Arılan"; Fransız edebiya­tında Moliere'in "Gülünç
Kibarlar" adlı yapıtları bi­rer komedya örneğidir.

Konuları bakımından üç türlü komedi vardır:

Töre komedisi : Şair Evlenmesi (Şinasi)

Karakter komedisi; Cimri (Molière)

Entrika komedisi: Scapln'in Dolapları (Molière)

Komedyaların özellikleri şunlardır:

-Konularını günlük yaşamdan alır.

-Kişiler halk arasından seçilir.

-Halkın konuşma diliyle yazılır; soylu bir üslup kaygısı güdülmez.

-Birbirini izleyen diyalog ve koro bölümlerin­den oluşur.

-Üç birlik kuralına uyulur.


c) Dram :

18. yüzyılda Fransız filozofu Diderot, Beau­marchais ve bazı yazarların
uzun tragedyaya kar­şı çıkmaları, günlük olayları işleyen oyunları
tercih etmeleri üzerine doğdu. Dram ismini de bu filo­zoflar verdi.
Dram türü oyunlar acıklı ve gülünç

olayları bir arada işliyordu. İngiliz yazar Shakes­peare klasik
tiyatronun üç birlik kuralını hiçe sa­yan dramlar yazdı. Victor Hugo
ise 19. yüzyılda Romantik dramın beyannamesi sayılan "Crom­well" adlı
yapıtının önsözünde bu türün özellikleri­ni açıkladı.

Romantik dramla birlikte modern tiyatroya geçiş sağlandı. Romantik dramın başlıca özellik­leri şunlardır:

-Üç birlik kuralına uyulmaz.

-Hem acıklı hem gülünç olaylar işlenir.

-Olaylar tarihten ya da günlük hayattan alına­bilir.

-Kişiler her sınıf halktan seçilebilir.

-Yerli özelliklerin işlenmesine önem verilir.

-Her türlü olay sahnede gösterilebilir.

-Nazım veya nesir biçiminde yazılabilir.


4. ŞİİR

Şiir; zengin imgelerle (hülya, hayal), ritimli sözlerle; seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çı­kan bir edebi anlatım biçimidir.

Şiir, bilgi aktarmak amacıyla yazılmaz. Şiir, bilgi değil, duygu
aktarır. Duygulardan, imgeler­den, düşlerden, özlemlerden oluşmuş bir
yaşantı birikiminin ürünüdür. Ozan, şiiri aracılığıyla bu ya­şantıyı
okuyucuyla paylaşır.

Konularına göre şiir türleri şunlardır:

A) Epik Şiir:

Bir ulusun yaşamını yakından İlgilendiren, ta­rih ve toplum olaylarına
ait kahramanlıkları anla­tan şiirsel öykülere epik şiir denir. Uzun
manzum hikaye olarak en eski biçimleri destanlardır. Epik şiirde
yiğitçe bir söyleyiş vardır. Bu şiirin konusu hem efsanelere hem de
gerçek olaylara dayanır. Yapısında masalla tarih, gerçekle düş yan
yana­dır. Ayrıca "epope" de denilen epik şiirde tarihsel bir gerçek
vardır.


*Epopeler iki türlüdür:

-Doğal Epopeler (Destanlar):

Çok eski çağlarda ulusların vicdanında derin izler bırakan olayların
kuşaktan kuşağa aktarılma­sı, daha sonra bir saz şairinin bunları
derlemesiy-le oluşan destanlardır. Halkın ortak malıdır (ano­nim).
Başlıca doğal destanlar:

lliada ve Odysseia :.............Yunan edebiyatı

Şehname...........................Fars edebiyatı

Kalevala............................Fin edebiyatı

Mahabharata - Ramayana.....Hint edebiyatı

Le Cid....................................İspanyol edebiyatı

Nibelungen........................Alman edebiyatı

Chansen de Röland.............Fransız edebiyatı

Beovvulf...........................İngiliz edebiyatı

Igor........................................Rus edebiyatı

Şinto......................................Japon edebiyatı

-Yapay Epopeler (Destanlar):

Yeni ve yakın çağlarda herhangi bir tarih olayının bir ozan tarafından
destan kurallarına uy­gun olarak yazılmış biçimidir. Bunlar bireysel
üründür. Başlıca yapma destanlar şunlardır:

Destan adı Şair - Ulus

Kaybolmuş Cennet........... Milton.......İngiliz

İlahi Komedya................. Dante........İtalyan

Çılgın Orlando................. Ariosto......İtalyan

Kurtarılmış Kudüs............. Tasso........italyan

Aenels.............................Vergilius....Latin

Türk Destanları :

Kronolojik sıraya uygun olarak İslamiyet ön­cesindeki Türk destanları şunlardır:

Destan Adı...Ait Olduğu Türk Topluluğu

Şu....................Sakalar

Alp Er Tunga......Sakalar

Oğuz Kağan.......Hunlar

Bozkurt..............Göktürkler

Ergenekon..........Göktürkler

Türeyiş...............Uygurlar

Göç ..................Uygurlar

İslamiyet'in kabulünden sonraki Türk des­tanları ise şunlardır:

— Manas Destanı

— Battal Gazi Destanı

— Danişment Gazi Destanı

— Köroğlu Destanı

— Satuk Buğra Han Destanı

— Genç Osman Destanı (Kayıkçı Kul Mustafa)

— Üç Şehitler Destanı (Fazıl Hüsnü Dağlarca)

Bunlardan Manas Destanı, Kırgız Türklerine alt bir destandır ve 400 bin
dizeden fazladır. İlk kez Rus bilgini Radloff tarafından ve Kırgız
halkı­nın ağzından derlenmiş olan bu destan, dünyanın en uzun destanı
niteliği taşır.


B) Lirik Şiir:

Duygu ve düşünceleri coşkulu bir dille anla­tan şiir çeşididir. Eski
Yunan edebiyatında ozan­lar şiirlerini "Lyra" denen telli bir sazla
söyledikleri için, bu tür şiirlere lirik denmiştir. Türk edebiyatın­da
da "âşık" ya da "saz şairi" adı verilen halk ozanları şiirlerini hâlâ
sazla söylemektedirler. Lirik şiirde toplumsal mutluluk ya da
felâketlerden du­yulan sevinç ya da acı gibi ortak duygular; ya da aşk,
ayrılık, özlem, ölüm acısı gibi bireysel duygu­lar anlatılır:

sevmek kimi zaman rezilce korkuludur

insan bir akşam üstü ansızın yorulur

tutsak ustura ağzında yaşamaktan

kimi zaman ellerini kırar tutkusu

birkaç hayat çıkarır yaşamasından

hangi kapıyı çalsa kimi zaman

arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

(Attila İlhan)

C) Pastoral Şiir:

Doğa güzelliklerini, çoban yaşantısını, kır ya­şamına duyulan özlemi
işleyen şiir türüdür. Konu­ları yapmacıksız, özentisiz, sözcük
oyunlarından uzak, yalın bir dili vardır. Saf, temiz, sakin yaşamı
duyurmak amacıyla yazılır. Bu şiirin iki türü vardır:

I) İdil: Bir kişinin ağzından kır yaşamının güzel­liğini ve çoban aşkını anlatan şiirdir.

II) Eglog : Birkaç çobanın aşk, kır yaşamı gibi konular üzerine karşılıklı konuşması yoluyla yazılan şiirdir.

Ak tüylü köpektir koyun sürüsüyle Seğirtir kaval sesinde sağa sola
Çobandır köyün yamacında Yayar davarı da çömelir Meşe dallarının altına

D) Didaktik Şiir:

Duygulara değil, düşüncelere seslenen şiir­dir. Çünkü didaktik şiirin
amacı güzellik oluştur­mak değil, öğretmek ve bilgi vermektir. Bir
dü­şünceyi aşılamak, övmek amacıyla yazılır. Bilim, sanat, felsefe,
ahlâk, din... gibi temel kavramları ve kurallarını öğretmek amacıyla
yazılır:

Güvenme âlemde gençliğe çağa

Gel gönül yapışma çürük budağa

Ne evlâda güven ne bahçe bağa

Becerip yemişin derebilmezsin

E) Dramatik Şiir:

Manzum tiyatro yapıtlarında kişilerin karşılıklı konuşmaları dramatik
şiiri oluşturur. Eski Yunan edebiyatındaki manzum tragedyalar dramatik
şiir sayılır. Günümüz edebiyatında terimsel anlamıyla dramatik şiir
yazılmamaktadır.

F) Satirik Şiir:

Toplumdaki düzensizlikleri, tutarsızlıkları, ki­şilik çarpıklıklarını
yerme amacıyla iğneli ve alaylı bir dille anlatan şiirlerdir. Yani bir
çeşit yergi şiiri­dir. Divan edebiyatındaki "hicviye"ler ile Halk
edebiyatındaki "taşlama"lar bu şiir türünün ör­nekleridir.

Benim bu gidişe aklım ermiyor

Fukara halini kimse sormuyor

Padişah sikkesi selam vermiyor

Kefensiz kalacak ölümüz bizim
Yönetici
Yönetici
Administrator

Administrator

Erkek
Mesaj Sayısı : 657
Doğum tarihi : 18/05/92
Yaş : 31
Nerden : İzmir
Takım : Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Fenerb11
Memnunmusunuz ? :
Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Right_bar_bleue

Ruh Hali : Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Sinirl10
Reputation : 8
Kayıt tarihi : 13/01/09

http://www.matrock1.tr.gg

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Empty Geri: Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test )

Mesaj tarafından Yönetici Ptsi Mart 02 2009, 00:32

II. ÖĞRETİCİ VE BİLGİLENDİRİCİ TÜRLER


1. DENEME

Bir yazarın, serbestçe seçtiği herhangi bir konu üzerinde kişisel görüş
ve düşüncelerini an­lattığı yazılara deneme denir, insanı ve toplumu
il­gilendiren her şey (yaşama, ölüm, aşk, sanat, fel­sefe, din, tarih,
bilim, siyaset, kültür vb.) deneme­lerin konusu olabilir. Deneme
türünün ilk örnekle­rini Epiktetos, Eflatun, Seneca, Çiçero vb. nin
ba­zı eserlerinde görmek mümkündür. Batı edebiya-tınde en büyük deneme
yazarları Montaigne (Monteyn) ve Bacon (Beykın)'dır. Türk Edebiyatın­da
ise deneme türünde eser veren yazarlarımız­dan bazıları şunlardır:
Ahmet Haşim, Yakup Kad­ri, Nurullah Ataç, Sabahattin Eyüboğlu, Suut
Ke­mal Yetkin, Ahmet Hamdi Tanpınar, Tarık Buğra, Mehmet Kaplan, Cemil
Meriç, Vedat Günyol, Me­lih Cevdet Anday, Salah Birsel, Sezai Karakoç
vb.

Deneme yazılarında görülen özellikleri şöyle sıralayabiliriz:

-Her konuda yazılabilir.

-Zevkle okunan yazılardır. Okuyuculara oku­ma zevki aşılaması yanında,
çok belli etme­den bazı gerçekleri öğretir, düşünceleri ak­tarır.

-Felsefi ve bilimsel konuları ele almasıyla ma­kaleye yaklaşır. Ancak
makalede olduğu gibi ortaya konan fikirlerin ispatlanması mecburi­yeti
yoktur.

-Ön planda olan, yazarın kişisel düşünceleri­dir.

-Bir görüşü ispat etmek, kesin sonuçlara var­mak, belgelerden faydalanmak gibi mecbu­riyetler yoktur.

-Yazar, kendi kendisiyle konuşuyormuş gibi­dir. Deneme, bu yönüyle
sohbete benzeme­sine rağmen, düşünceleri açıklayışı, çözüm­lemelere
girişiyle sohbetten ayrılır.

-Denemenin samimi, kıvrak, akıcı, güzel bir üslûbu vardır.


2. FIKRA:

Güncel bir olayı (seçim, deprem, sel baskını, savaş...vb.) kişisel
açıdan ele alıp yorumlayan' gazete yazılarına fıkra denir. Fıkralar,
zamanla -güncel bir konuyu ele alıp işledikleri için - değeri­ni
yitirebilir.

Bir fıkra yazısında şu özellikler görülür:

-Konu sınırlaması yoktur. Yani her konuda fıkra yazılabilir.

-Bir yazarın günlük, sosyal ve kültürel olayla­ra ait herhangi bir konu
üzerinde kişisel gö­rüş ve düşüncelerini anlatan yazılardır.

-Fıkra yazarlarının konularında tekrarlara düş­memesi ve geniş bir kültür birikimine sahip olması gerekir.

-Fıkra, kısa ve etkili bir sonuca varmak ama­cını taşır.

-Fıkra, kanıtlamak amacı gütmez ve fazlaca ayrıntıya inmez.

-Fıkralar makale türüne göre daha sübjektiftir ve konuşma üslûbuna daha yakındır.


3. MAKALE

Bilim ya da sanatla ilgili bir konuda bir görüş ileri sürmek, bir
düşünceyi savunmak ve desteklemek amacıyla yazılan bilimsel yazılara
makale denir.Bilgisayar teknolojisi, caz müziği, arkeolojik çalışmalar,
kanserle ilgili buluşlar, Akdeniz Bögesi'nin jeolojisi ya da Malazgirt
Savaşı makale konusu olabilir.

Makalenin başlıca özellikleri şunlardır:

-Makalede ileri sürülen düşüncelerin kanıtlanması esastır.

-Yazar nesnel bir tutum takınmak zorundadır.

-Ciddi ve terimlere dayalı bir dil kullanılır.

Edebiyatımızda ilk makaleyi Şinasi Tercüman-ı Ahval gazetesinde yazmıştır.
Yönetici
Yönetici
Administrator

Administrator

Erkek
Mesaj Sayısı : 657
Doğum tarihi : 18/05/92
Yaş : 31
Nerden : İzmir
Takım : Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Fenerb11
Memnunmusunuz ? :
Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Right_bar_bleue

Ruh Hali : Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Sinirl10
Reputation : 8
Kayıt tarihi : 13/01/09

http://www.matrock1.tr.gg

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Empty Geri: Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test )

Mesaj tarafından Yönetici Ptsi Mart 02 2009, 00:33

4. RÖPORTAJ

Bir gerçeği,bir doğruyu,inceleme,gezip görme ya da soruşturma yoluyla yansıtan yazılardır.

Yazar, röportajı çoğu kez öyküsel bir anla­tımla gerçekleştirir.
Gerektikçe fotoğrafların tanık­lığına başvurur. Böylece okuru gerçekle
yüz yüze getirir, öğretmek istediğini yaşatarak öğretir. Rö­portajda
bir yaşam gerçeğinden yola çıkılır. Bu gerçeğe yazarın yorumu katılmaz,
yazar gerçek karşısında nesnel olmak zorundadır. İnandırıcılığı
sağlamak amacıyla kullanılan belgelerin yanında, örnekleme, tanık
gösterme gibi düşünceyi geliş­tirme yollarına başvurulur. Çok yönlü bir
yazı türü olması öykülemeyle birlikte açıklamaya, tartışma­ya,
betimlemeye de yer vermeyi gerektirir.


5. ELEŞTİRİ (TENKİT)

Bir yapıtın iyi ve kusurlu yönlerini gerçekçi bir şekilde belirten yazı
türüdür. Eleştirmen, yazı­larıyla sanatçıya ışık tutar, yol gösterir;
aynı za­manda okuyucuyu da aydınlatır. Gerektiğinde belgeler ve
örnekler gösterilebilir. Eleştirmen, eleştirisinde kişisel görüşlere,
düşünce ve duygu­lara yer verir. Bu açıdan hemen bütün eleştiriler­de
öznellik vardır. Ancak iyi bir eleştirmenden beklenen, mümkün olduğu
kadar nesnel bir yak­laşım sergilemesidlr.

Eleştiride daha çok tartışmacı anlatım biçi­mine yer verilir; açıklama, karşılaştırma, örnekle­me gibi tekniklere başvurulur.

Türk edebiyatında Nurullah Ataç, Sabahattin Eyüboğlu, Mehmet Kaplan, Fethi Naci, Rauf Mut-luay eleştiri yazılarıyla tanınmıştır.


6. SOHBET (SÖYLEŞİ)

Düşünceleri fazla derinleştirmeden, bir ko­nuşma havası içinde anlatan yazı türüdür. Her konuda yazılabilir.

Okuyucuyu sıkmayan, konuşma diliyle ve samimi bir havada yazılan yazılardır.


III. GERÇEK YAŞAMDAN SÖZ EDEN TÜRLER


1. GÜNLÜK

Günü gününe tutulan notlardan oluşan yazı­lara günlük (günce) denir.
Günlükler, bir kişinin geçmişine, yaşadıklarına ışık tutması bakımından
önemli yapıtlardır. Eski dilde "rûznâme", yeni dil­de "günce" de
denilen bu yazı türü, gerçek ya­şamdan kaynaklanır. Sıcağı sıcağına
yazıldığı için anıdan ayrılır.

Nurullah Ataç, Oktay Akbal gibi yazarlar günlükleriyle tanınmıştır.


2. ANI (HATIRA)

Sanat, bilim ve meslek dallarında ün yapmış kişilerin, kendi
başlarından geçen ve devirlerinde olup biten olaylarla ilgili duygu,
düşünce, bilgi ve gözlemlerini anlatan yazılarına anı (hatıra) denir.
Anı yazma, insanoğlunun yaşadığı, geride bıraktı­ğı olay ve olguları
anlatma, başkalarıyla paylaşma ihtiyacından doğmuştur.

Anı türünün özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:

-Yaşanılmakta olan zaman dilimini değil, ya­şanılmış, geride kalmış zamanı anlatır.

-Geçmişi anlattığı için tarihe ışık tutar.

-Otobiyografi, doğrudan doğruya yazarın kendi hayatıdır. Anıda İse
yazar, kendi haya­tıyla birlikte devrini ve çevresini de anlatır. Bazı
durumlarda anı yazarının kendini geriye çekip sadece çevresini
anlattığı da olur.

-Anıları yazmakta amaç, bir kişinin hayatını anlatmaktan çok, bir döneme ayna tutmak­tır.

-Anı yazarken, abartılı, yapay bir anlatımdan sakınılır; içten, akıcı, açık ve anlaşılır bir dil kullanılır.


3. MEKTUP

Birbirlerinden uzakta olan insanların veya yazı yoluyla karşısındakine
duygu, düşünce ve is­teklerini duyurmak isteyenlerin haberleşmek için
kullandıkları bir yazı türüdür.

Mektupların konuları oldukça bol, bağımsız; ufukları alabildiğine
geniştir. Gönderdiğimiz mek­tubun türü, gönderdiğimiz kişiyle olan
yakınlık de­recemiz, mektuptaki samimiyetin ölçüsünü tayin eder. Yakın
arkadaşlarımıza, dost ve sevdikleri­mize gönderdiğimiz mektuplarla,
aramızda saygı sınırı ve resmiyet bulunan kişilere gönderdiğimiz
mektuplar birbirine benzemez.


4. BİYOGRAFİ (Yaşamöyküsü)

Kişilerin hayatlarını anlatan yazılara biyogra­fi (yaşamöyküsü) denir.
Biyografiler, bilim ve sa­nat dallarında ün yapmış, insanlığa hizmet
etmiş, sevilen, sayılan kişilerin hayatlarını, nasıl ve hangi yolda
başarı sağladıklarını anlatan yazılardır.

Biyografi yazmak, birtakım hazırlıklar yap­mayı gerektirir. İlk iş
olarak, biyografisi yazılacak kişiyle ilgili belgeler, kaynaklar ve
bilgiler toplanır. Daha sonra o kişiyi tanıyan, bilen kişilerle
konu­şulur; onun yaşadığı ortamın şartları tanınmaya çalışılır.

Biyografinin özelliklerini şöyle sıralayabiliriz :

-Biyografi, kişiyi bütün yönleriyle ele alır.

-Biyografide kişinin doğumundan ölümüne kadar yaşadıkları (doğduğu
çevre, çocukluk dönemi, öğrenimi, mesleği, arkadaşları...vb) kronolojik
bir sırayla aktarılır.

er öyküleyicl anlatım biçimiyle yazılır.

Bir kişinin kendi yaşamını kendisinin yazma­sıyla ortaya çıkan yapıtlara otobiyografi (özya-şamöyküsü) denir.


5. GEZİ (SEYAHAT)

Bir yazarın, yurt İçinde ya da yurt dışında gezip gördüğü yerlerin ligi
çekici yanlarını tanıt­mak amacıyla canlı ve edebi bir üslûpla kaleme
aldığı yazılara gezi (seyahat) yazısı denir. Gezi yazılarının bir adı
da "Seyahatname" dir. Gezi, yazarlarının doğrudan gözlemlerine, bizzat
duy­duklarına, araştırmalarına dayandığı İçin tarih, coğrafya,
sosyoloji, hukuk gibi bilim dallarına kaynaklık eder.

Gezi yazılarının özelliklerini şöyle sıralayabili­riz:

-Gezi yazıları, gözlem gücünün ürünüdür.

-Gezilen yerlerin başka yerlere benzemeyen görüntüleri tasvir edilir.
Gezilen yerlerde yaşayan İnsanların ırkların­dan, dillerinden,
yaşayışlarından, inançların­dan vb. söz edilir.

-Okurun çevresinde bulunan, her gün gördü­ğü şeylerden değil ilgi, çekici şeylerden söz edilir.

-Anlatımda betimlemlerden, benzetme ve di­ğer sanatlardan yararlanır.

-Açık, akıcı bir dil kullanılır.

-Mümkünse yazılanlar fotoğraflarla destekle­nir.

-Okuyanda gezip görme isteği uyandırır.


6. SÖYLEV (NUTUK)

Belli bir düşünceyi anlatmak, bir ülküyü aşı­lamak ya da toplulukları
ikna etmek, coşturmak amacıyla söylenen sözlere söylev (nutuk); bu
sözleri söyleyen kişiye hatip, söz söyleme sanatı­na ise "hitabet"
denir.

Hitabetin özelliklerini şöyle sıralayabiliriz :

-Hitabetin gerçekleşmesi için, konuşmacı ile dinleyicilerin bir arada bulunması gerekir.

-Topluluğu heyecanlandırmak, coşturmak; bir fikri, bir davayı açıklamak, anlatmak ve be­nimsetmek için yapılır.

-Cümlelerin kolay anlaşılır, açık, kesin, kısa olması gerekir.Hatibin;
dilini iyi kullanması, konuya hâkim olması, sesinin güzel ve etkili
olması, toplu­luğa güven vermesi gerekir.

-Diğer yazı türlerinde olduğu gibi, hitabette de "giriş, gelişme ve sonuç" bölümleri bulu­nur.
Yönetici
Yönetici
Administrator

Administrator

Erkek
Mesaj Sayısı : 657
Doğum tarihi : 18/05/92
Yaş : 31
Nerden : İzmir
Takım : Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Fenerb11
Memnunmusunuz ? :
Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Right_bar_bleue

Ruh Hali : Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Sinirl10
Reputation : 8
Kayıt tarihi : 13/01/09

http://www.matrock1.tr.gg

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Empty Geri: Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test )

Mesaj tarafından Yönetici Ptsi Mart 02 2009, 00:33

çözümlü"örnekler


ÖRNEK -1 (ÖSS - 2006):

Bu, son bir yıl içinde okuduğum romanlar arasın­da etkisinden uzun süre
kurtulamadığım bir çeviri roman. Yazar, bu romanında öncekilerden
farklı bir yol izlemiş. Bir kahramanın çevresinde gelişen bir öykü
kurgulamış. Abartıyla yalınlığı, komediyle trajedinin özelliklerini bir
arada kullanmış. Bir yıl gibi bir zaman dilimini çok az geri dönüşlerle
an­latmış. Haftalarca "çok satanlar" listesinde yer alan bu çeviri
yapıt, Türk okurundan gördüğü ilgi­yi Fransız ve İngiliz okurlardan
görmemiş. Bu du­rum, çevirmenin başarısı olarak değerlendirilebilir.

Bu parçada aşağıdaki yazı türlerinden hangisi­ne ait özellikler ağır basmaktadır?

A) Makale B) Deneme C) Eleştiri

D) Fıkra E) Günlük

ÇÖZÜM ;

Verilen parçada bir roman üzerine yapılan değer­lendirmeler var. Yazar,
söz konusu roman ve ya­zarına ilişkin düşüncelerini belirtmiş. Bir
yapıtın değişik yönlerini içeren böyle değerlendirmelere eleştiri denir.

Doğru cevap ©️ seçeneğidir.


ÖRNEK - 2 (ÖSS - 2006):

Kaman civarına bahar gelince

Yıkılır ovadan yörük çadırları,

Yücesinde pare pare duman tutmuş

Düldül Dağ'm yaylasında mekân kurulur.

Hoş gelmişsin ilkbahar!

Nisan ayı içinde donanır dağlar,

Donanır yeşilinden, alından

Bu dizelerde aşağıdaki şiir türlerinden hangi­sine özgü nitelikler ağır basmaktadır?

A) Lirik B) Pastoral C) Epik

D) Didaktik E) Dramatik

ÇÖZÜM:

Verilen parçada, ilkbaharın Orta Anadolu'ya gelişi şiirleştirilmiş.
Şiirin asıl temasını doğa ve doğaya ait unsurlar oluşturuyor. Böyle
şiirlere pastoral şiir denir.

Doğru cevap (B) seçeneğidir.


ÖRNEK - 3:

Yazarın, özgürce seçtiği bir konuda iddia ve ispatlama kaygısı gütmeden
düşüncelerini ko­nuşma havası içerisinde "ben"li bir anlatımla
oluşturduğu yazı türüne ne ad verilir?

A) Deneme B) Anı C) Eleştiri

D) Röportaj E) Makale

ÇÖZÜM:

Deneme türünde belli bir konu yoktur. Makalede olduğu gibi bir görüşü
ileri sürme ve kanıtlama kaygısı da yoktur. Ayrıca denemede yazar kendi
kendisiyle konuşuyormuş gibi "ben"li bir anlatımı seçer. Bu
özelliklerin tümü sorudaki parçada ve­rilmiştir. O halde burada sözü
edilen yazı türü de­nemedir.

Doğru cevap (A) seçeneğidir.


ÖRNEK - 4:

Aşağıdaki destanlardan hangisi, birlikte veril­diği ulusa ait değildir?

A) Manas - Iran B) Ramayana - Hint

C) Nibelungen - Alman D) Kalevala - Fin

E) Ergenekon - Türk

ÇÖZÜM:

Manas destanı İranlılara değil; Kırgız Türklerine aittir ve dünyanın en
uzun destanı olma niteliğini taşır. B, C, D ve E'deki eşleştirmeler
doğrudur.

Doğru cevap (A) seçeneğidir.


ÖRNEK - 5:

Tanzimat'a kadar Türk toplumunda onun yerini destanlar, efsaneler,
mesneviler ve halk hikayele­riyle masallar tutmuştur. Bir edebiyat türü
olarak bize Tanzimat'tan sonra Batı'dan gelmiştir, ilk ör­nekler de
Fransız edebiyatından yapılma çeviriler­dir. Bunlardan ilk tanıdığımız
yapıt, Yusuf Kamil Paşa'nın bir çevirisidir.

Bu parçada sözü edilen edebiyat türü aşağı-dakilerden hangisi olabilir?

A) Hikaye B) Tiyatro C) Gezi

D) Anı E) Roman

ÇÖZÜM;

Bir edebiyat türü olarak bize Tanzimat'tan sonra Batı'dan gelen
edebiyat türü romandır, ilk tanıdı­ğımız yapıt da Yusuf Kamil Paşa'nın
Fenelon'dan çeviri yaptığı "Telemak" adlı eserdir.

Doğru cevap (E) seçeneğidir.


Örnek - 6;

Aşağıdakilerden hangisi "deneme" türünün be­lirleyici özelliği olamaz?

A) Konuşma ve tartışma havası taşıması

B) Söyleyiş kaygısının ağır basması

C) İleri sürülenlerin kanıtlanması

D) Anlatıcının, anlatımına kendi "ben"ini katma­sı

E) İnsanlara yeni bakış açılan kazandırma ama­cı taşıması

ÇÖZpM;

A, B, D ve E seçeneklerinde verilenler deneme türünün
özelliklerindendir. Ancak denemelerde "ileri sürülenlerin kanıtlanması"
gibi bir özellik yoktur. Deneme yazarı bir kanıtlayıcı olmaktan çok
yeni bir ufuk açmak, "böyle de düşünülebilir-miş" dedirtmek
amacındadır. Doğru cevap ©️ seçeneğidir.





TEST

1. Deneme, edebiyatın en zor dallarından biri. Çünkü günümüzde yazılmış
en uysal dene­me bile özünde bir karşı çıkma tohumu taşı­yor. İkinci
güçlük, sesin tınısını bulmak. Azarlayıcı bir tınıyla mı
sesleneceksiniz oku­ra, kendi eşitiniz olarak mı? Denemeden başka ürün
vermemişseniz işinize bir güçlük daha katılır. Okur, tanımadığı,
kişisel değer­lerinin neler olduğunu bilmediği biriyle karşı karşıyadır
çünkü. Sırma Koksal, "Okumanın Halleri" adlı yapıtında, deneme'ye özgü
bu pürüzlerin altından başarıyla kalkıyor. Daha ilk sayfalardan,
Türkçenin kıvraklıklarını algı­lamış bir yazarla karşılaşıyorsunuz.
Onun ya­zılarında adlarını verdiği, alıntılar yaptığı ki­taplar ve
yazarlar, okuru kültür açısından sindirmeye yönelik baskı öğeleri
değil. Ufak ayrıntılardan örülmüş bu yazılar, deneme yo­luyla bir
özyaşam yazılabildiğinin de önemli bir örneği.

Bu parça, hangi tür bir yazıdan alınmış olabilir?

A) Fıkra B) Sohbet

C) Makale D) Deneme

E) Eleştiri

2. Seyircide "acıma ve korku" duyguları uyan­dıran, ruhu tutkulardan
temizlemek amacıyla yazılan ve kendine özgü sıkı kuralları olan
ti­yatro türüdür, ilk örnekleri eski Yunan edebi­yatında görülmüştür.
Konu, mitolojiden ve tarihten alınır. Oyun, bir bütün halinde
aralık­sız oynanır.

Bu parçada sözü edilen tiyatro türü aşa­ğıdakilerden hangisidir?

A) Dram B) Komedya

C) Tragedya D) Feeri

E) Ortaoyunu

3. Gazetemdeki köşemde her gün yazıyorum. Herkes benim köşemin adını
bilir. Okuyucu­lara bazı günlük sorunlar hakkındaki düşün­celerimi
belirtirim.Yazdıklarımı herkes anla­sın diye basit bir dille, ayrıntıya
girmeden ve­ririm. Kısa, yoğundur anlattıklarım; yazdıkla­rımın
doğruluğunu kanıtlamak gibi bir der­dim yoktur benim.

Böyle konuşan birinin aşağıdaki türlerden hangisinde yazdığı söylenebilir?

A) Fıkra B) Deneme

C) Makale D) Günlük

E) Eleştiri

4. (I) Olay öyküsünde yazar, okuyucuyu "çarpı­cı bir olay" anlatarak
öyküye bağlamaya ça­lışır. (II) Öykücü; giriş, gelişme ve sonuç
bö­lümleri içinde olayı aktarır. (III) Böylece önce gerilimi artırır,
sonra düşürür. (IV) Bu öykü türünün dünya edebiyatındaki öncüsü, Rus
yazar A. Çehov'dur. (V) Bizim edebiyatımız­da ise Ö. Seyfettin, Hüseyin
Rahmi, Saba­hattin Ali gibi yazarlar olay öyküsünün başa­rılı
örneklerini vermişlerdir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı yapılmıştır?

A)V. B)IV. C) İli. D) II. E) I.

5. Aşağıdakilerden hangisi trajedinin özel­liklerinden değildir?

A) Konular, tarih ve mitolojiden alınır.

B) Seyircide acıma ve korku gibi duyguları uyandırır.

C) Nazım ve nesir karışık yazılır.

D) Beş perdeliktir ve üç birlik kuralına uyu­lur.

E) Üslupta kaba sayılacak sözlere yer veril­mez.

6. Tahsildar da çıkmış köyleri gezer

Elinde kamçısı fakiri ezer.

Yorganı, döşeği mezatta gezer

Hasırdan serilir çulumuz bizim.

Bu dörtlük aşağıdaki şiir türlerinden han­gisini örneklendirir?

A) Dramatik şiir B) Lirik şiir

C) Epik şiir D) Pastoral şiir

E) Satirik şiir

7. Dün, Rize halkı yine bir felaketle karşı karşı­ya kaldı. Üç gün
aralıksız yağan yağmur ne­ticesinde şehrin sularını denize taşıyan
dere­ler taştı. Çamur deryasına dönen şehirde ya­şam felç oldu. Buna
toprak kayması da ek­lenince yamaç köyleri zor anlar yaşadı. Bü­tün bu
olumsuzlukları doğal koşullara bağla-mayıp plansız yerleşim ve altyapı
eksikliği konularında özeleştiri yapmak uygun bir davranış olur.

Bu parça, aşağıdaki yazı türlerinden han­gisini örneklemektedir?

A) Deneme B) Makale

C) Fıkra D) Eleştiri

E) Röportaj

8. — Acıklı ve gülünç olaylar bir arada işlene-

bilir.

— Kişiler, halk arasındaki her tabakadan seçilebilir.

— Perde sayısı, yazarın isteğine bağlıdır.

— Üç birlik kuralı aranmaz.

Yukarıda özellikleri verilen tiyatro türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Dram B) Komedya

C) Tragedya D) Melodram

E) Feeri

9. Aşağıdakilerden hangisi "fabl" için söyle­nemez?

A) Didaktik (öğretici) şiir özelliği taşır.

B) İnsanlara ders verme amacıyla yazılır.

C) Kahramanları bitkiler, hayvanlar olması­na rağmen asıl anlatılan insandır.

D) Söz sanatlarına dayalı bir anlatımı var­dır.

E) Dünya edebiyatında en güzel örneklerini Moliere vermiştir.

10. Artık bir gazete için değil, kendim için yazı­yorum. Hem de konu,
üslûp sıkıntısı çekme­den. Aklıma ne gelirse, içime doğduğunca
yazıyorum. Yazdıklarımın bazıları sanatla edebiyatla İlgili dergilerde
yayımlanıyor.

Böyle konuşan bir sanatçının hangi türde yazdığı söylenebilir?

A) Makale B) Günlük C) Anı

D) Deneme E) Öykü

11. (I) Masallarda anlatılan olaylar herhangi bir atlas ya da haritada
bulabileceğimiz bir yer­de geçmez. (II) Yer gibi zaman öğesi de
be­lirsizdir. (İN) Anlatım alabildiğine yoğundur. (IV) Masallarda
düşsellik nasıl belirleyici bir özellikse dil ve anlatım da masalı
diğer anla­tım türlerinden ayırır. (V) Ulusal ve dinsel motifler de
masallarda en geniş biçimde kul­lanılır.

Bu parçadaki cümlelerin hangisinde ma­sala ilişkin bir bilgi yanlışı vardır?

A)V. B)IV. C) III. D) II. E) i.

12. Aşağıdakilerden hangisi klasik tragedya­nın özelliklerinden biri değildir?

A) Oyun, baştan sona ciddi bir hava içinde geçer.

B) Erdeme ve ahlaka çok değer verilir.

C) Seyircide acıma ve korku duyguları uyandırılarak ruhu kötülüklerden kur­tarma amaçlanır.

D) Toplumsal bozukluklar ele alınarak se­yirci ve toplum doğru yola çekilmeye çalışılır.

E) Kişiler doğaüstü varlıklardan ve yüksek tabakadan seçilir.

13. Aşağıdakilerden hangisi romantik dramın bir özelliği değildir?

A) Hem nazımla hem nesirle yazılabilir.

B) Her kesimden insan dramda yer alabilir.

C) Acı veren olaylar sahnede gösterilebilir.

D) Üç birlik kuralına uyulur.

E) Hem acıklı hem gülünç olaylar bir arada bulunur.

14. Kemaliye'den sonra Elazığ - Harput yolları... Harput Kalesi'nden
şehre bakış, Hazar Gö-lü'ne. Ve gündoğumunu izlemek üzere Nem­rut
yolculuğu... Tüm gece yol alıp, sabaha karşı 03 civarı Nemrut'a
tırmanma, 2150 metre yükseklikte, sabahın kör saatlerinde yüzlerce
İnsan gündoğumunu bekliyor, bat­taniyelere sarınmış olarak. Güneş
ortalığı ay-dınlatsa da dağların arkasından 5.20 civarı gösteriyor
yüzünü... Sonra herkes 2000 yıl önce yapılmış dağın tepesindeki
heykellere dönüyor, fotoğraf çektirmeye... Kommagene Kralı'nın
ölümsüzlük isteğine. Kendisinin ve tanrıların heykellerini yaptırıyor 9
-10 m yük­seklikte. Doğu ve batı sentezi İsteyen Antl-ochos'un
yaptırdığı suni bir tepenin doğu ve batı tarafına yaptırdığı muhteşem
heykeller. Tahtlarına oturmuş tanrılar.. Ne yazık ki sağ­lam değiller,
başları kopmuş ve önlerine düşmüş. Yine de muhteşem... Bu parça, hangi
tür bir yazıdan alınmış olabilir?

A) Gezi B) Fıkra C) Makale D) Deneme E) Eleştiri

15. Geceleyin bir ses böler uykumu

İçim ürpermeyle dolar: - Nerdesln

Arıyorum yıllar var ki ben onu

Aşıkıyım beni çağıran bu sesin

Yukarıdaki dörtlük konusu bakımından aşağıdaki şiir türlerinden hangisini örnek­lendirir?

A) Lirik şiir B) Didaktik şiir

C) Pastoral şiir D) Epik şiir E) Satirik şiir

16. Düşünce, sanat ve edebiyat yapıtlarını açık­lama, çözümleme ve
değerlendirmeye yöne­lik bir yazı türüdür. Sanatçının veya düşün
adamının yaratısından daha iyi anlaşılmasını, kavranmasını sağlar.
Türün bu İşlevini yerine getirmesi, yazarın ele aldığı yapıta bağlı
kal­masına, ona Önyargılarla yaklaşmamasına, açıklama, çözümleme ve
değerlendirme yo­lunda sürekli çaba göstermesine bağlıdır.

Bu parçada sözü edilen edebiyat türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Fıkra B) Makale

C) Deneme D) Günlük

E) Eleştiri

17. Aşağıdakilerin hangisinde yapay destan­lar bir arada verilmiştir?

A) Miada, Aeneis, Oğuz Kağan

B) Şehname, Kurtarılmış Kudüs, Kalevala

C) Kaybolmuş Cennet, Cid, İlahi Komedya

D) Beowulf, Nibelungenlied, Üç Şehitler Destanı

E) Kurtarılmış Kudüs, İlahi Komedya, Üç Şehitler Destanı

18. Bir kuş ötecek şimdi.., Havada bir durgunluk, Mermeriyle konuşan
açık kalmış bir musluk, Beyaz çiçeklerini tek tük düşüren kiraz. Bahar
pınarlarından içime damlayan su, Bembeyaz çiçeklerin ıslak, temiz
kokusu. Kış bitti... Uzaklarda ilk ümitler gibi yaz.

Bu dizelerde aşağıdaki şiir türlerinden hangisine özgü nitelikler ağır basmakta­dır?

A) Lirik B) Pastoral

C) Epik D) Didaktik

E) Dramatik

19. Aşağıda yazarları belirtilen yapıtlardan hangisi gezi türünde yazılmamıştır?

A) Ankara- Yakup Kadri Karaosmanoğlu

B) Hac Yolunda- Cenap Şehabettln

C) Frankfurt Seyahatnamesi- Ahmet Haşlrn

D) Tuna Kıyıları- Fal Ih Rıfkı Atay

E) Anadolu Notları- Reşat Nuri Güntekin

20. Türk edebiyatı, bu türle Tanzimat'tan sonra tanıştı. İlk örnekler
genellikle tercümeydi. Bi­zim sanatçılarımızın yazdığı ilk örneklere
ba­kılınca bu türün basit, sıradan prototipleri gi­bi görünür. Namık
Kemal İntibahla ilk edebi örneğini verdi bu türün. Halit Ziya ise
Ser­vet-! Fünun döneminde bu türün daha yetkin örneklerini ortaya
koymuştur.

Yukarıdaki sözü edilen edebi tür aşağıda­kilerden hangisidir?

A) Öykü B) Deneme C) Makale

D) Tiyatro E) Roman

Cevap anahtarı : 1)E 2)C 3)A 4)B 5)C 6)E 7)C 8)A 9)E 10)D 11)A 12)D 13)D 14)A 15)A 16)E 17)E 18)B 19)A 20)E
Yönetici
Yönetici
Administrator

Administrator

Erkek
Mesaj Sayısı : 657
Doğum tarihi : 18/05/92
Yaş : 31
Nerden : İzmir
Takım : Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Fenerb11
Memnunmusunuz ? :
Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Right_bar_bleue

Ruh Hali : Yazı Türleri ( Konu Anlatımı ve Test ) Sinirl10
Reputation : 8
Kayıt tarihi : 13/01/09

http://www.matrock1.tr.gg

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz